Ana SayfaHaberlerOtomotiv SektörüPetrol Ofisi Grubu, yatırımlarını hızlandırdı

Petrol Ofisi Grubu, yatırımlarını hızlandırdı

Petrol Ofisi Grup CEO’su Mehmet Abbasoğlu:”Depolama ve altyapı alanındaki yatırımlarımızı Akdeniz bölgesinde yoğunlaştırıyoruz. İstasyon, fabrika ve terminallerimizin arazilerine güneş panelleri kuruyoruz” dedi.

Petrol Ofisi Grup CEO’su Mehmet Abbasoğlu, kurumu bir grup şirketine dönüştürdüklerini belirterek, “Bir akaryakıt dağıtım şirketi olmanın ötesinde enerji altyapı grubu haline geliyoruz. Altyapı ve insana dokunan her türlü yatırım, bizim için değerlendirilmesi gereken birer fırsat. Bu yatırımları hayata geçirirken ülkemizin yerel ve uluslararası enerji stratejisiyle eş güdümlü hareket ediyoruz.” dedi.

Abbasoğlu, 5 kıtada 37 ülkeye ihracat yapan Petrol Ofisi Grubu’nun yatırım planlarını, sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetlerini ve Kahramanmaraş merkezli depremlerdeki çalışmalarını değerlendirdi.

Akaryakıt ve madeni yağ pazarlarındaki geleneksel liderliklerini güçlendirmek için yatırımlarına devam ettiklerini kaydeden Abbasoğlu her yıl istasyon, terminal, depolama tesisleri ve taşımacılık araçlarına yönelik de düzenli olarak en az 1 milyar liralık yatırım yaptıklarını söyledi.

Abbasoğlu, “Rutin yatırımlarımız dışında, bu yıl ciddi bir yeni yatırım atılımına geçiyoruz. İlk olarak sürdürülebilirlik adına biyodizel yatırımı girişimimiz mevcut. Mevzuat gereği katkı olarak satılan her akaryakıt ürününe biyodizel çevresel ürünü eklenmek durumunda. Biz de bu katkıyı kendimiz üreterek ekliyoruz.” diye konuştu.

Petrol Ofisi Grubu olarak kendi ekosistemlerinde katma değerli girişimler yaratmaya odaklandıklarına dikkat çeken Abbasoğlu, “Grubumuzun BDDK’dan tam lisanslı ‘Credin’ adında bir bireysel kredi finansmanı şirketi var. Bu, kredi süreçlerini tamamıyla yeni baştan yazan, müşteri için süreci dijitalleştirerek kolaylaştıran bir iştirakimiz. Bu alana yatırımlarımız devam edecek.” ifadelerini kullandı.

Abbasoğlu, Petrol Ofisi Grubu’nun kendi içinde bir fintech şirketi kurma hedefine de değinerek, “Bu sene finansal ödeme araçlarını bünyemizdeki ödeme sistemlerine entegre eden bir fintech girişimimiz hayata geçecek. Biliyorsunuz, Petrol Ofisi Grubu Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biri. Geçen yıl ciro üzerinden nakit akışı 200 milyar lirayı aştı. Bu yalnızca Türkiye için değil, tüm dünya ölçeğinde de önemli bir miktar. Bu denli büyük bir nakit akışına sahip bir grubun bir fintech şirketi de olmalı.” dedi

“Akdeniz Bölgesi’ndeki altyapı yatırımlarımız hızlanıyor”

Abbasoğlu, Doğu Akdeniz’deki doğal gazın Türkiye üzerinden son müşteriye ulaştırılması ve bu konudaki yatırımlarının en önemli öncelikleri arasında yer aldığına dikkati çekerek, “Özellikle depolama tarafında yatırımlarımızı bu bölgeye yönlendiriyoruz. Bölgenin büyüme potansiyelinin çok daha fazla olacağını düşünüyoruz. Bu sadece Doğu Akdeniz gazıyla ilgili değil; bölge bir çekim merkezi haline gelmiş durumda. İklim, toprak, sistem, tüm koşullar uygun. Dolayısıyla Akdeniz ve Doğu Akdeniz Bölgesi’ndeki altyapı yatırımlarımıza hızlanarak devam ediyoruz.” diye konuştu.

Petrol Ofisi Grubu’nun en önemli yatırımlarından birinin de Derince’deki madeni yağ üretimi ve depolama tesisi olduğunu ifade eden Abbasoğlu, “Madeni yağ, ülkemizin önemli ihracat kalemlerinden biri. Biz de kendi geliştirdiğimiz ürünleri 5 kıtada 37 ülkeye ihraç ediyoruz. Kalite açısından çok kabul görüyor. Mevcut konjonktürde, kimsenin hiçbir ülkeye yatırım yapmadığı ortamda bile, biz bundan iki yıl önce ABD merkezli Chevron ile esas ürünü olan Texaco markalı madeni yağlarının ABD dışında ilk defa Türkiye’de üretimi konusunda anlaştık. Bu ürünler Türkiye’de, ABD’deki standartlarda Petrol Ofisi Grubu tesislerinde üretiliyor.” bilgisini paylaştı.

Abbasoğlu, Togg’un teslimatlarının başlamasıyla elektrikli araçların günlük hayatın önemli bir parçası haline geleceğini kaydederek, “Yatırım bütçemizin önemli kalemlerinden birini de elektrikli şarj noktaları oluşturuyor. Sektörde ilk olarak e-POwer markamızla bu girişimi başlatmıştık. Elektrikli şarj noktaları konusunda düzenleyici kurum olan EPDK’nin lisansını aldık. Ancak biz bununla yetinmeyeceğiz. Zira bizim aldığımız lisans aynı zamanda kendi tükettiğimiz enerjiyi üretme ve kalan kısmı da belirli müşterilerimize satabilme imkânı da sağlıyor. Şu anda mülkiyetimizde bulunan tüm istasyonlarımızda, madeni yağ fabrikasının çatısında, terminallerimizin arazisinde güneş panelleri kurma aşamasındayız.” ifadelerini kullandı.

– Deprem bölgesine yardımlar devam ediyor

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde şirket olarak ilgili prosedürlerin hazır olmasının faydasını gördüklerini belirten Abbasoğlu, “Depremden yaklaşık 15 dakika sonra İskenderun, Dörtyol, Adana, Mersin, Diyarbakır, Batman yerleşkelerimiz, terminallerimiz ve depolama tesislerimizde herhangi bir güvenlik sorununa yol açabilecek bir durumun söz konusu olup olmadığının kontrollerini yaptık. Aslında yıllardır sağlık, emniyet ve çevre alanlarına yaptığımız yatırımların semeresini bir günde aldık.” değerlendirmesinde bulundu.

Abbasoğlu, tüm bu kontroller yapıldıktan sonra, ilk iş olarak İskenderun Terminali’ne depolarındaki konteynerleri kurarak çalışanlar ve ailelerini buraya toplama kararı aldıklarını söyledi.

Çalışanların endişelerinin giderilmesiyle 3 vardiya, 24 saat dolum yapmaya devam ettiklerini ifade eden Abbasoğlu, “Depolarımız dolu, tankerlerimiz hazırdı. Yollar ve viyadükler hasar gördüğü için akaryakıtı ilk başta istasyonlara ulaştırmakta güçlük çektik. Ancak bu güçlüğü de ilgili bakanlıklarımız ve düzenleyici kurumlarımızla entegre bir şekilde çalışarak aştık. Sektörde bir ilki gerçekleştirerek tüm marketlerimizi birer ihtiyaç noktası olarak vatandaşlarımıza açtık.” dedi.

Abbasoğlu, yine sektörde bir ilk olarak, Devlet Malzeme Ofisi ile entegre bir şekilde çalışıldığını, AFAD araç plakalarının otomasyon sistemine tanımlanarak akaryakıt desteğinde bulunulduğunu kaydederek, “5 milyon litrelik akaryakıtı, afet bölgesindeki 10 ilimizde yer alan istasyonlarımızdan kademeli olarak AFAD’ın bilabedel kullanımına sunduk.” bilgisini paylaştı.

Hava, kara ve deniz taşımacılığındaki tüm operasyonlarını afet bölgesine kesintisiz hizmet edecek şekilde yapılandırdıklarına değinen Abbasoğlu, “İskenderun ve Diyarbakır terminallerine ek olarak Kırıkkale ve Trabzon terminallerini de bölgeye sevkiyat yapacak şekilde organize ettik. Mersin ve İskenderun terminallerimiz 7/24, Diyarbakır terminalimiz ise saat 24.00’e kadar faaliyet gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

Abbasoğlu, bugüne kadar afet bölgesine yaklaşık 3 bin tankerle 65 milyon litreden fazla yakıt ikmali gerçekleştirdiklerine dikkat çekerek, “Bölgedeki yardım uçakları trafiğinin sorunsuz ilerlemesi için toplam 840 yardım uçağına 7 milyon litre yakıt ikmali yaptık. Denizcilik operasyonumuz aracılığıyla TPAO’nun Mukavemet gemisi, Lider Asya 1, Adnan Menderes gemilerine yakıt ikmali sağladık. TPAO için Mersin açığında bir barçımızı dolu olarak bekletiyoruz.” diye konuştu.

– Deprem, sorunsuz akaryakıt ikmali ve kesintisiz iletişim yatırımlarını hızlandırdı

Abbasoğlu, “Petrol Ofisi Grubu olarak yaşanan bu depremlerden alnımızın akıyla çıktığımızı düşünsek de içselleştirmemiz gereken birçok çıkarımlar da oldu. Özellikle İstanbul ve Marmara Bölgesi özelinde, yatırım planımızı bu doğrultuda değiştirdik. Söz konusu depremlerde depolarınızda sadece konteynerlerin olmasının yetmediğini, altyapısının da hazırlanmış olması gerektiğini öğrendik. Örneğin bu doğrultuda, Derince Terminali’mizde 80 konteyner için hazırlığımızı yapmaya başladık.” dedi.

Olası bir depremde depolardaki akaryakıtın tüketiciye ulaştırılmasının önemine dikkati çeken Abbasoğlu, şunları kaydetti:

“Bunun için en önemli katkılarımızdan biri de sektör lideri olan denizcilik iştirakimiz. Barç yatırımlarımızı artırdık. Yani ufak mavna filomuzla deniz yolunu kullanarak ikmali gerçekleştireceğiz. İletişim sorunlarını bertaraf etmek için kendi altyapımıza paralel terminallerimiz arasında bir fiber iletişim ağı yatırımı düşünüyoruz. Ayrıca, daha mobil, akaryakıtı kara yoluyla kolaylıkla ulaştırabilecek ufak çaplı araçlara bakıyoruz. Bizim kullanmadığımız, devletin veya belediyelerin mülkiyetinde olan, atıl durumdaki boru hatları var. Bunların sağlamlaştırılması, yeniden aktif hale getirilmesi için proje grupları oluşturuldu. Tüm bunları ivedilikle gerçekleştirmemiz gereken birer yatırım olarak görüyoruz.”

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -


Most Popular

Recent Comments